Bir zamanlar Giresun’dan Rize’ye, Artvin’den Samsun’a kadar olan ve daha bir çok yerden; Türkiye’nin dört bir yanından misafir gelen bu meşhur yer, meşhur lezzet ve bu sıcacık mekan yaşanmışlıklarla dolu. Belki de ben de ufacık bir parçasıydım o muntazam yaşanmışlıkların…
Ama bir zamanlar masalar büyüktü, birleştirilmişti ve Anadolu’nun dört bir yanından gelip birbirleriyle daha önce hiç karşılaşmamış insanlar bu büyük masalara hep birlikte oturur, o dillere destan saray pilavını hoşaf eşliğinde kaşıklarken sohbetin o tatlı gaydasına kendilerini kaptırırlardı… Kaşıklarken.. Evet kaşıklarken hiç şangır şungur ses çıkmıyor, onca sohbetin eşliğinde tek ağız şapırtısı duyulmuyordu. İnsanlar, en başta kendilerine de saygı duyarlardı. Sonraysa birbirlerine…
En nihayetinde farklı kültürler o meşhur saray pilavcısı ve pilav hatırına birbirleriyle kaynaşmış dost olmuşlardı. Hani bir kahvenin kırk yıl hatırı vardı ya aynen öyle bir pilavın hatırı da en az bir çınarın ömrü kadardı… Ve tekrar görüşmek umuduyla ayrılırlardı birbirlerinden. Ön yargı ve güvensizlik yoktu o zamanlar, insanlar samimiydi. En azından günümüze kıyasla öyle… Neyse şimdi 4. ve 5. kuşaklardaydı sıra ve masalar ayrıldı işte; kimse kimsenin yüzüne bakmaz o tatlı sohbet dönmez oldu. Masalar öyle kendi kendine ayrılmadı yalnız! İnsanlar iki üç kuşak sonra aynı masada oturmamaya, o masada biri varsa başka boş masa var mı diye aramaya koyulunca masalar da küstü işte birbirine. İnsanlar birbirlerine düşman, tanımak istemez oldu. Bizi bizden koparan birçok sebep vardı belki de. Ama böyle olmamalıydı yine de.
Belki okuyanların beyninde bir şimşek çakar ve sevdikleriyle bu durumu tartışırlar da o eski samimi günlere geri dönülür. İçi buruk bu mekan ve daha birçok mekanın yüzü yine gülümsemeye, şen kahkahalar yine duyulmaya başlar. Aksi takdirde masalar küser, kaşık ve çatallar küser, o lezzetli pilavın lezzeti küser ve biz eski tadı alamayız belki de ve en önemlisi az kalan sağlam dostluklar küser bize. Dostlukları, gönül bağlarını korumak ve artırmak dileğiyle… Tarihi Trabzon Kalkanoğlu Pilavcısının pilavı tuzunda ve o tatlı mayhoş hoşafın tadında bir ömür ve dostluklar dilerim.
Bir yanıt yazın