Öncelikle gözlerinizi açıp çevrenizi inceleyin, ailenizden değil arkadaşlarınızdan ya da günlük olarak karşılaştığınız insanlardan söz ediyorum. Hiç karşınızdakinin sadece mecburiyetten sizinle ya da başkalarıyla yakın olduğunu düşünmediniz mi ?
İnsanları tanımaya ailenizin yanında ayrılıp da tek başınıza yaşamaya çalıştığınız zaman başlarsınız. Ben gerçek anlamada insanları tanımaya üniversite için evimden ayrılıp da bir apartta kaldığımda başladım. Bazen şanslı oluyorsunuz ve öyle insanlar çıkıyor ki karşınıza belki de hiç bitmeyecek dostluklar kazanıyorsunuz. Bu sadece ev arkadaşlarınız için değil sınıf arkadaşlarınız için de geçerli. Bazen de karşınıza çıkan insan hayatınız boyunca hiç karşılaşmak istemeyeceğiniz türden oluyor. Oturup izliyorum, dinliyorum ve sonunda tek düşündüğüm nasıl bu kadar midesiz olabildikleri. Bir gün birisinin arkasından demedikleri kalmazken ertesi gün can ciğer olabiliyorlar. Bir gün tüm günahlar bir kişiye yüklenirken sonrasında ondan daha iyi kimse olmuyor. Bunları gördükçe “daha dün seni insan yerine koymadığını söylediğin kişi o değil miydi?” ya da “geçen ev toplantımızda neredeyse seni ağlatacak olan o değil miydi?” diye sormak istiyorum. İnsanların duyguları nasıl bu kadar çabuk ve net değişebiliyor anlamıyorum. Birinin karakterinden hoşlanmıyorsan onunla arandaki tek şey selamlaşmak olabilir, yedi sülalesi ile akraba olmak değil. En azından benim için hoşlanmadığım insanlar ile aramda bir duvar vardır, kalplerini kırmak istemem ama benden ne kadar uzak dururlarsa o kadar iyidir. İzlemeye devam ettikçe gördüm ki yapılanlar, söylenenler, gülüşmeler hepsi sahte. Herkes sadece ihtiyaçları doğrultusunda hareket ediyor. Birisi birinin yanında diğerini kötülerken diğerinin yanında ötekini kötülüyor. Kimsenin söyledikleri birbirini tutmuyor. Yalnız kalmamak adına herkes kendi ruhundan vazgeçiyor. Ve işte ” Modern Zaman İnsanının Sahte Ruhu ” karşınızda. Kimliksiz, karaktersiz bir ruh. Ne doğruları var ne yanlışları. Kimin yanında olmak istiyorlarsa doğruları o yönde değişiyor. Sıvı gibi kişilikleri kalıptan kalıba giriyor. Karakterli insan kalıbı tarihe karışmadan önce bunu düzeltecek bir şeyler yapılmalı sanırım. Sebepleri belki de insanın iyiliğinin sosyal medyada aldığı beğenilere göre değerlendiriliyor olmasıdır. Ya da sınavda aldığı notlara göre arkadaş çevresinin artıp azalması. Ya da yaşadığın evde birinin temizlik ve yemekle ilgilenmek zorunda olması. Modern zaman sadece kullanan ve kullanılan insanlar olarak ayırıyor bizi. Birde içine girmeyi reddeden dışlanmışlar. Sosyal medya sadece kişinin egosuna hizmet ediyor. Bu demek değil ki faydalı bir yanı yok, elbette ki var. Ama modern insanın kullanım şekli faydasından çok zararını işlevli kılıyor. Kişileri sadece yediği yemeğin instagram daki fotoğrafına, twitter da yazdığı sözlere ya da facebook daki profiline, swarm da gittiği yerlere göre değerlendirmekten vaz geçmeliyiz. Aa şu bara gitmiş çok eğlenmiş, bugün yemekte şunu yemiş çok zevkli, şu kitabı okuyormuş çok kültürlü, elbisesi çok şık çok pahalı olmalı, bırakalım bunları artık, yarısından çoğunun sahte olduğunu hepimiz biliyoruz. Aldığımız beğenilerle egomuzu şişirip ruhumuzu öldürmek yerine karakterli bireyler olmaya çalışmalıyız. Öncelikle hiç kimseye çıkarlarınız ya da yalnızlığınız için yaklaşmayın. Bunu fark edip de yanınızda olan kişinin sizden farkı yoktur zaten ve bir anda ortada bırakılmanız hiç beklenilmeyecek bir şey olmaz.
Sahte ruhlarınız için zor olabilir biraz ama karakterinizi bulun.
Okumanız için bir şeyler -> Cihad Kök
-> Webtekno
Bir yanıt yazın