Yabancı şarkılarda dinlerken önceliğim kulağa hoş gelmesi olsa da hepsinin çevirilerine bakıyorum.
Sözler her zaman önemli benim için ki kelimelerin gücü hafife alınmamalı. George Orwell’ın 1984’te de değindiği üzere insanlar kelimeler ile düşünür. Kelimeleri alırsak düşüncelerine de hükmedebiliriz. O yüzden okumalı ve kelime dağarcığımızı olabildiğine büyütmeliyiz.
Only miss the sun when it starts to snow
Only know you love her when you let her go…
“ Let Her Go “ İngiliz müzisyen ve söz yazarı Passenger’ın üçüncü albümü olan “All the Little Lights” a ait bir parçadır. 2012 yılında çıkış yapan şarkı 2014’te yılın British şarkısı seçilmiştir. İki ödül alan şarkı dünya üzerinde birçok dinleyiciye sahiptir.
Her şeyin değerini kaybettiğimiz de anladığımızı açıkça yüzümüze vuran bu şarkıyı ben sevdim, umarım sizde seversiniz.
Well you only need the light when it’s burning low
Işığa yalnızca güneş ışığı düşük olduğunda ihtiyacın olur
Only miss the sun when it starts to snow
Ve güneşi, yalnızca kar yağmaya başladığında özlersin
Only know you love her when you let her go
Ve onu sevdiğini yalnızca gitmesine izin verdiğinde anlarsın
Only know you’ve been high when you’re feeling low
Kendini mutsuz hissettiğin dönemlerde yüksek olduğunu bilirsin
Only hate the road when you’re missin’ home
Evi özlediğin zaman yalnızca yoldan nefret edersin
Only know you love her when you let her go
Ve onu sevdiğini, yalnızca gitmesine izin verdiğinde anlarsın
And you let her go
Gitmesine izin verdiğinde
Staring at the bottom of your glass
Camının dibinde bakakalırsın
Hoping one day you’ll make a dream last
Ve bir gün bu rüyanın uzun süreceğini umarak
But dreams come slow and they go so fast
Ancak rüyalar yavaş gelir ve hızlı giderler
You see her when you close your eyes
Onu, yalnızca gözlerini kapattığınde görürsün
Maybe one day you’ll understand why
Belki bir gün neden olduğunu anlarsın
Everything you touch surely dies
Dokunduğun her şey elbet bir gün ölecek
But you only need the light when it’s burning low
Ama ışığa, yalnızca güneş ışığı düşük olduğunda ihtiyacın olur
Only miss the sun when it starts to snow
Ve güneşi, yalnızca kar yağmaya başladığında özlersin
Only know you love her when you let her go
Ve onu sevdiğini yalnızca gitmesine izin verdiğinde anlarsın
Only know you’ve been high when you’re feeling low
Kendini mutsuz hissettiğin dönemlerde yüksek olduğunu bilirsin
Only hate the road when you’re missin’ home
Evi özlediğin zaman yalnızca yoldan nefret edersin
Only know you love her when you let her go
Ve onu sevdiğini, yalnızca gitmesine izin verdiğinde anlarsın
And you let her go
Gitmesine izin verdiğinde
Staring at the ceiling in the dark
Karanlıkta tavana bakaduruyorsun
Same old empty feeling in your heart
Kalbinde o eski bilindik boş his
‘Cause love comes slow and it goes so fast
Çünkü aşk çok yavaş gelir ve hızlı bir şekilde gider
Well you see her when you fall asleep
Onu, uyuyakaldığında görürsün
But never to touch and never to keep
Ancak hiç dokunmaz hiç tutmazsın
‘Cause you loved her too much
Çünkü onu o kadar sevmişsindir ki
And you dived too deep
Derinlere dalmışsındır
Well you only need the light when it’s burning low
Işığa yalnızca güneş ışığı düşük olduğunda ihtiyacın olur
Only miss the sun when it starts to snow
Ve güneşi, yalnızca kar yağmaya başladığında özlersin
Only know you love her when you let her go
Ve onu sevdiğini yalnızca gitmesine izin verdiğinde anlarsın
Only know you’ve been high when you’re feeling low
Kendini mutsuz hissettiğin dönemlerde yüksek olduğunu bilirsin
Only hate the road when you’re missin’ home
Evi özlediğin zaman yalnızca yoldan nefret edersin
Only know you love her when you let her go
Ve onu sevdiğini, yalnızca gitmesine izin verdiğinde anlarsın
And you let her go
Ve onun gitmesine izin verirsin
And you let her go
Ve onun gitmesine izin verirsin
And you let her go
Ve onun gitmesine izin verirsin
Cause you only need the light when it’s burning low
Çünkü yalnızca güneş ışığı düşük olduğunda ihtiyacın olur
Only miss the sun when it starts to snow
Ve güneşi, yalnızca kar yağmaya başladığında özlersin
Only know you love her when you let her go
Ve onu sevdiğini yalnızca gitmesine izin verdiğinde anlarsın
Only know you’ve been high when you’re feeling low
Kendini mutsuz hissettiğin dönemlerde yüksek olduğunu bilirsin
Only hate the road when you’re missin’ home
Evi özlediğin zaman yalnızca yoldan nefret edersin
Only know you love her when you let her go
Ve onu sevdiğini, yalnızca gitmesine izin verdiğinde anlarsın
Cause you only need the light when it’s burning low
Çünkü ışığa yalnızca güneş ışığı düşük olduğunda ihtiyacın olur
Only miss the sun when it starts to snow
Ve güneşi, yalnızca kar yağmaya başladığında özlersin
Only know you love her when you let her go
Ve onu sevdiğini yalnızca gitmesine izin verdiğinde anlarsın
Only know you’ve been high when you’re feeling low
Kendini mutsuz hissettiğin dönemlerde yüksek olduğunu bilirsin
Only hate the road when you’re missin’ home
Evi özlediğin zaman yalnızca yoldan nefret edersin
Only know you love her when you let her go
Ve onu sevdiğini, yalnızca gitmesine izin verdiğinde anlarsın
And you let her go
Ve onun gitmesine izin verirsin
Bir yanıt yazın